İrlanda ve Create You(th) SIDE Eğitim Kursu Projesi (Gezi ve Sosyal Sorumluluk)

İrlanda  ve Create You(th) SIDE Eğitim Kursu Projesi (Gezi ve Sosyal Sorumluluk)

Her ÅŸeyin sıradanlaÅŸtığı, deÄŸiÅŸim ve yer deÄŸiÅŸtirme arzusunun dayanılmaz hal aldığı zamanda çıkagelen bir ÅŸanstı, İrlanda'ya yapılan bu seyahat.

Mehmet Çetinkaya adamın dibisin, teÅŸekkür ederim bu fırsatı yarattığın için.

Neydi bu İrlanda olayı?

BilindiÄŸi üzere, Fahrettin ÖzdeÅŸ'in sayesinde tanışıp 9 yıldır faaliyet gösterdiÄŸim bir alandır sosyal sorumluluk çalışmaları ve projeleri. İrlanda seyahatini yaratan da bu projelerden birisiydi. AB Erasmus+ kapsamında, Katıldığım eÄŸitim kursu ise, Gençlik Çalışanlarının HareketliliÄŸi programından hibe alan Create You(th) SIDE projesiydi. Seyahat masrafları, konaklama ve yeme-içme İrlanda Ulusal Ajansı tarafından verilen hibe tarafından karşılandı.  [Yurtdışına nasıl çıkıldığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için 'Nasıl Mı Yurtdışına Gidiyoruz (Püf Nokta İçerir)' yazımı okumanızı tavsiye ederim]Projenin detaylarına gelmeden önce İrlanda Vize Süreci ve İrlanda(Dublin) bahsetmek mantıklı olacaktır.

İrlanda Vize Süreci

İrlanda vize sürecine VFS Global firmasının sitesinde yer alan İrlanda vizesi için gerekli dokümanları inceleyerek baÅŸladım. İrlanda'ya yapılacak ziyaretin amacına göre teslim edilmesi gereken dokümanlar farklılık göstermekte, bu noktada ziyaret amacını seçip, ona göre ilerlemekte fayda vardır. Ayrıca seyahatten 1 ay önce vizeye baÅŸvurulması da önemli. Çünkü söylentilere göre vize süreci 1 aya kadar uzayabilmekteymiÅŸ.

Doküman olarak; İrlanda'ya proje kapsamında gidileceÄŸi için, bu kapsamdaki dokümanları, bu dokümanlara ilave olarak davetiye mektubunu, proje detaylarını ve önceki vizelerimden bahseden bir dilekçeyi de ekleyerek ile baÅŸvurdum. Dokümanları tamamlama aÅŸamasını bir ÅŸekilde halledersiniz ama [bu nokta önemli] Türkçe olarak teslim etmeyi planladığınız önemli dokümanların İngilizce'ye yeminli tercüman aracılığıyla tercüme edilmesi gerektiÄŸini hatırlatmam gerekiyor.

İrlanda, Avrupa ülkeleri arasında yer alsa da vize uygulamasında Schengen bölgesinde yer almamaktadır. Bu nedenle İrlanda vizesiyle Schengen ülkelerine seyahat edemeyeceÄŸinizin bilincinde olmanızı tavsiye ederim.

Web sitesinde belirtilen bütün dokümanları teslim edip beklemeye baÅŸladım ve 6 gün sonra İrlanda vizesinin çıktığını öÄŸrendim. Yani dokümanlarınız tamam ise ve proje vb. kapsamında bir ziyaret gerçekleÅŸtirecekseniz, çok telaÅŸ yapmanıza gerek yok. Alınması zor bir vize olsa da vizenizi alacaksınızdır.

İrlanda Hakkında Gözlemler

Vizeye baÅŸvururken rezervasyonla uÄŸraÅŸmayayım diye uçak biletimi doÄŸrudan almıştım. (Vize verilmemesi durumunda büyük risk çünkü uçak biletleri yeterince pahalı -1200 TL~ 300€ civarı-)

Proje baÅŸlamadan bir gün önce Dublin'e ulaÅŸtık. İrlanda'da iÅŸaret levhaları ve konuÅŸma dili çoÄŸunlukla (aksağınlı) İngilizce olduÄŸu için yön bulmakta sorun yaÅŸamadık. Kapıdan çıkınca karşımızda 2 farklı firmanın Dublin merkezine yolcu taşıdığını gördük ve 747 no.lu otobüs ile 12 Euro'ya (gidiÅŸ-dönüÅŸ) bilet aldık. Booking'den bulabildiÄŸimiz en ucuz hostele rezervasyon yaptırmıştık (130 TL gecelik konaklama/kiÅŸi başı). Hosteli (MEC Hostel) google maps'in çevrimdışı haritaları sayesinde rahatlıkla bulduk. Hostel kaliteli deÄŸildi, hatta merkeze çok yakın olmadığı için tercih etmemenizi dahi öneririm.

Bavullarımızı bırakıp ÅŸehri keÅŸfe çıktık. Åžehir ortasından geçen bir nehir ile ikiye bölünmüÅŸ durumda. Free Walking Tour rehberinin anlattığı kadarıyla da sadece ÅŸehri bölgesel olarak deÄŸil, kültürel anlamda da ikiye bölmüÅŸ durumdaymış. Bizim hostel, ÅŸehrin kuzeyinde kaldığı için ilk aÅŸamada kuzey tarafı keÅŸfe çıktık. Birkaç tarihi bina, müze, birkaç güzel restorant ve yaÄŸmur dışında pek bir ÅŸey bulamadık.

Hostel'e dönüp uzun yolculuÄŸun yorgunluÄŸunu attıktan sonra Temple Bar bölgesine gittik. Bölge diyorum çünkü İrlanda'ya giderken Temple Bar'ın tek bir barolduÄŸunu düÅŸünüyordum ama sonradan fark ettik ki barlar bölgesine verilen isimmiÅŸ. Mustafa'nın rehberliÄŸinde barları gezmeye ve Irish müzik dinlemeye çalıştık.

Birçok farklı barda, çılgın İrlandalılarla birlikte güzel müzikler dinleme ÅŸansı yakaladık. Çok geç olmadan hostele dönüp, hala üzerimizden atamadığımız yorgunluÄŸu atmaya çalıştık. Sabah 10'da check-out yapıp Dublin'in güneyini keÅŸfe baÅŸladık. Trinity College'in etkileyici kampüsünü gezip, en eski kütüphaneyi ziyaret etmeden ayrıldık. Hemen çaprazda yer alan Irish Whiskey Museum'da İrlanda viskisinin Scotch viskisinden hangi aÅŸamalarda ayrıldığını deneyimledik.

Geriye çok fazla zaman kalmadığı için, hızlıca Science Gallery'i gezip,  The Church Bar&Restaurant'da tadı çok da enfes olmayan Traditional Irish Stew'i yeyip proje ekibiyle buluÅŸacağımız havaalanın doÄŸru yolunu tuttuk.

İrlanda, genel olarak da Dublin hakkında ÅŸunu söyleyebilirim;

- Tanıştığımız çoÄŸu insan nazik davranmaya çalıştı fakat konuÅŸurken sarf ettikleri kelimeler biraz sert olabiliyor. Mesela yolda yürürken kadının birisi arabasını durdurdu ve bunun tehlikeli olduÄŸunu 'it is better to walk on out of road' ÅŸeklinde bir cümleyle, vurgulu bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirdi.

-Ülkenin genelinde Hıristiyanlık(Katolik) hakim  bu nedenden dolayı birçok tarihi yapıları haçlarla donatılmış durumda.

-Para konusu en ciddi sıkıntı burada çünkü İrlanda ekonomisi iyi olan ve Euro para birimini kullanan bir ülke. Dolayısıyla bu zamana kadar gittiÄŸim en pahalı ülkeydi diyebilirim. Konaklama için sıradan bir otelin gecelik 139 € istediÄŸine tanık oldum. Su için 2 € (yaklaşık 9TL ) vererek rekora imza attım (sıradan markette).

-Ulaşım ağı otobüs olarak geliÅŸmiÅŸ olsa da metro ağı söz konusu deÄŸil. Ulaşım için ödenen tutarların da yine pahalı olduÄŸunu söyleyebilirim.

-Hava durumunu İrlanda'da en çok lanet okuyacağınız konuların başında geliyor. Çünkü 9 günlük İrlanda seyahatimde yaklaşık 5 veya 6 gün kesintisiz yaÄŸmur yaÄŸdı (en ÅŸiddetli ikinci fırtınaya yakalandık). DiÄŸer günler de bulut ve güneÅŸ arasında gidip gelindi.

- Irish müzik ve Temple Bar caddesini çok sevdim. Müzik sizi hareketlendirmeye yetecek kadar hızlı ve en önden müzik dinlemeyi saÄŸlayan sistemleri var. Maalesef Türkiye'de canlı müzik konusunda aynı tatmini yaÅŸayamıyorum.

-Kurallara uyma konusunda İrlanda'lılar da Türkler gibiler; kırmızı ışıkta, yol boÅŸ ise, geçiyorlar. Bu duruma çok ÅŸaşırsam da kendimi ülkemde hissetmedim deÄŸil.

-Dublin merkezinde birçok farklı ülkeden, ırktan ve dinden insan görmek mümkün. Bu nedenle insan kitlesinin belirli bir çerçevesi (stereotype) olmamakla birlikte 'çeÅŸitliliÄŸi zenginlik olarak' alan bir yapısı söz konusu gibi geldi bana. Ciddi anlamda bir milliyetçilikle karşılaÅŸmadım fakat tur rehberinin dediÄŸine göre, kuzey ve güney bir bütün olarak İrlandalı olma felsefesi etrafında bir araya gelmeye çalıştığı söyleniyor. Kuzey ve güzey olarak ayrılan İrlanda, din ve töre açısından birbirinden ayrılmakta olduÄŸunu da ekliyor. Go for Irish! :)

-Son olarak İrlandalıların çok deÄŸiÅŸik bir aksağını var. İngilizce konuÅŸmalarına raÄŸmen yerel halkın konuÅŸtuÄŸu ÅŸiveli İngilizceyi anlamak için kulağınızın alışması gerekmektedir. Buyurun buradan siz de İrlandaca İngilizce öÄŸrenebilirsiniz.

Create You(th) SIDE EÄŸitim Kursu

Beni İrlanda'ya kadar sürükleyen bir proje, daha doÄŸrusu eÄŸitim kursuydu. Gençlik çalışanlarının eÄŸitimine yönelik organize edilen bu proje aslında 2 adımdan oluÅŸmakta; bir adımı İrlanda'da organize edilmiÅŸ olup, diÄŸer adımı ise Gürcistan'da organize edilecektir. Ben sadece İrlanda kısmında yer aldım.

Projenin konusu Human Right Education'di (İnsan Hakları EÄŸitimi). Proje kapsamında 8 farklı ülkeden toplamda 29 katılımcı katılım saÄŸladı.

Programın içeriÄŸinde ise ilk aÅŸama olarak katılımcıların birbirleri arasındaki etkileÅŸimi artırmak adına 'grup yapıcı' oyunlar (Group Building Games) oynatıldı. Sonraki günlerde İnsan Haklarını anlamak için öncelikle gençlik çalışmalarını ve Erasmus+ programını tanımak gerektiÄŸi düÅŸünülmüÅŸ olsa gerek ki,  Gençlik Çalışması ve Erasmus+ Programı konular üzerine faaliyetler gerçekleÅŸtirildi. Gençlik çalışmalarının tarihinden, katılımcı ülkelerdeki gençlik programlarının tarihine, gençlik çalışmalarının katılımcı, topluluk ve toplum üzerinde yarattığı fayda üzerine odaklanıldı. Yaygın, örgün ve sargın eÄŸitimler ele alınarak arasındaki farklılıklardan bahsedildi. Ayrıca, gençlik çalışmalarını daha kapsayıcı hale getirebilmek adın 8 adımda 'Inclusive Youth Work Practice' faaliyeti gerçekleÅŸtirildi. Katılımcıların Dublin'i keÅŸfetmeleri için Dublin ziyareti gerçekleÅŸtirip katılımcıların yoÄŸun programa bir 'es' vermesi saÄŸlandı. Human Right Education (HRE) konusuna artık adım atılmaya baÅŸlanılmıştı. İlk olarak HRE'nin zaman içinde geçirdiÄŸi dönüÅŸüm ile HR'ın ne olduÄŸu üzerine etkinlikler gerçekleÅŸtirildi. Akabinde 'No Hate Speech Movement' hareketinden bahsedildi. Bu noktada eÄŸitimin odaklanması gereken HRE'dan uzaklaÅŸarak NHSM'a yöneldiÄŸi ve verimli bir eÄŸitim olmadığı eleÅŸtirisini yapabilirim. Çünkü eÄŸitimden beklentim ilk defa üzerinde çalışma olanağı bulduÄŸum HRE konusunda araçlara ve bu araçları nasıl kullanacağımıza odaklanmamızdı. UmduÄŸum gibi olmadı, konu yüzeysel geçildi. Programın sonlarına doÄŸru 'bookmarks' olarak geçen Compas, Annual, Compasito ve We can! kitapları tanıtıldı. DeÄŸerlendirme ve youthpass sertifikalarının dağıtılması ile birlikte de eÄŸitim tamamlandı.

EÄŸitimde genellikle yaygın eÄŸitim metotları kullanıldı ve katılımcıların öÄŸrenme sürecine aktif katılması saÄŸlandı.

Ümit YARDIM

About Author

Ümit YARDIM

0 Comments for this blog

You need to sign in to reply this blog. If you are not a member, please sign up first.